Uyuşmazlıkları etkin bir şekilde çözmek için yapmanız gereken 10 şey
Eğer herkes her şeyi aynı şekilde yapsaydı, dünyada uyuşmazlık diye bir şey olmazdı. Ancak gerçekte durum böyle değildir. Aslında eğer işte herhangi bir uyuşmazlık yaşamadıysanız bu sizin olağandışı bir şirkette çalıştığınızı gösterir. Uyuşmazlıkları istenmeyen olaylar olarak görebilirsiniz. Ancak, uygun bir şekilde ele alındıklarında uyuşmazlıklar sıklıkla üretken kazançlara ve beklenmeyen çözümlere götürebilir. Burada uyuşmazlıkları kontrol altında tutmak için bazı ipuçları var.
1: Gerçekten bir uyuşmazlık olduğundan emin olun
Hiç “ters bir uzlaşma” gördünüz mü? Sizin dışınızda başka insanlar bu işin içindeyse bu durum aslında eğlenceli olacaktır. Örneğin:
A, Pazartesi günü şöyle der, “Piyasaya yeni sürülen ürün en az iki gün boyunca olmayacak.”
B, “Bu çok saçma! Perşembeye kadar elimizde olmayacak!”
Burada aslında bir uyuşmazlık yok, değil mi? Muhtemelen B belli bir gün aralığından ziyade belli bir gün duymayı bekliyordu. Diğer bir deyişle, B dikkatli bir şekilde karşıdakini dinlemiyor olabilir. Bu durumda, A şöyle diyebilirdi: “Bir dakika, ikimiz de aynı şeyi söylüyoruz. Perşembe ve Pazartesi arasında iki günden fazla zaman var ."
Ters uzlaşmanın çeşitlerinden biri “ters anlaşma”dır. Örneğin:
A şöyle der, “Babe Ruth Yankees takımında oynadı.”
B, “Baloney; o, Red Sox takımında oynadı” der.
Burada B'nin yanlışı Yankees ve Red Sox takımlarında oynamanın birbirini dışladığını düşünmesidir. Ancak, pek çok insanın bildiği gibi Babe Ruth aslında iki takımda da oynadı.
Diğer yanlış çatışmalar zamanı (farklı zaman bölgeleri), mesafeleri (mil, kilometre), veya piyasaya sürme düzeylerini (farklı/ek fonksiyonlar, piyasaya sürmeye bağlı olarak) içerebilir.
Başka örnekler de verilebilir, ancak bu örnekler yeterlidir. Çatışma görüntüsü vererek bazı konulara yakından bakıldığında aslında ortada bir çatışma olmadığı görülebilir. Karşınızdaki kişiyi iyi dinleyin ve gerçekten bir farklılık olduğundan emin olun.
2: Kendinizi pozisyonunuzdan ayırın
Klasik çalışması Bilgisayar Programlamasının Psikolojisi’nde, Gerald Weinberg “bencil olmayan programlama” kavramını tarif eder. Bu kavrama göre, bir programın yazarı dahil bir teknik programcılar ekibi hatalar için bu programı gözden geçirir. Programcı şifre konusunda ne kadar az savunmacı hissederse, gözden geçirme süreci o kadar üretken olacaktır. Diğer bir deyişle, programcı kendini programdan ayırırsa ve keşfedilen hataları kişisel bir saldırı olarak görmezse süreç daha pürüzsüz bir şekilde işler.
Aynı şekilde, aktörler kendi oyunlarıyla ilgili röportaj yaptıklarında genellikle üçüncü kişi olarak kendi karakterlerinden bahsederler. Örneğin kendi karakteriyle ilgili, The Patriot filminde Benjamin Martin karakteriyle ilgili konuşurken, Mel Gibson “Gabriel'in ölümü benim üzerimde büyük bir etki bıraktı" demek yerine "Gabriel'in ölümü Benjamin'in üzerinde büyük bir etki bıraktı" şeklinde konuşacaktır.
Uzlaşmazlıklarla ilgili bu bakış açısını benimsemeye çalışın. Eğer kendimizi kişisel olarak pozisyonlarımıza dahil edersek, onlarla ilgili objektif olma konusunda daha zor bir süreç yaşarız. Objektif olma eksikliği bir uzlaşmazlığı gereksiz yere uzatabilir. Pozisyonunuzu “sizin” pozisyonunuz olarak değil de, sadece “herhangi bir” pozisyon olarak düşünmeye çalışın. Aynı şekilde, eğer başkalarının pozisyonuyla ilgili bir sorununuz varsa, sizin ilgilendiğiniz şeyin bu kişi değil, bu sorun olduğundan emin olun.
3: Profesyonelliği koruyun
“Uyumsuz olmadan uzlaşmaz olmak” hakkındaki deyişi biliriz. Her durumda insanlara saygıyla davranmak- bu kişiler sizin uzlaşmazlık yaşadığınız kişiler olsa bile- karşılığında saygı kazanırsınız ve pozisyonunuz daha fazla itibar kazanır.
4: Dinleyin
Üç günlük gecikmeyle ilgili ters uzlaşma B’nin daha dikkatli dinlemesi durumunda engellenebilirdi. Cevap vermeden önce insanların ne dediğini tam olarak dinleyin. Eğer örneğin karşıdaki kişinin konuyu çok fazla uzatmasından dolayı konuşmayı kesmek zorundaysanız kendi anlayışınızı öncelikle özetlemeye çalışın. İnsanlar bazen kendilerini sizin beklediğinizden daha farklı bir şekilde ifade ederler. Eğer dinlemeyi başaramazsanız, kendinizi diğer kişinin gerçek pozisyonuna değil sadece diğer kişinin pozisyonuyla ilgili düşündüklerinize cevap verirken bulabilirsiniz.
5: "Kukla” argümanları fark edin ve engelleyin
Bu nokta bir önceki noktayla bağlantılıdır. Aslında olmayan bir pozisyona saldırmak kolaydır. Gerçekte hiç kimsenin sahip olmadığı bir pozisyona saldırmaya "kukla" argüman denir çünkü bir kukla gibi kolayca alt edilebilir.
Eğer dikkatli dinlemeyi beceremezseniz, kendinizi birilerinin gerçek pozisyonundan ziyade aslında olmayan bir pozisyona karşı tepki göstererek zaman harcarken bulabilirsiniz. Bir kuklaya tesadüfen saldırmak fazlasıyla kötü bir durumdur; bunu ince bir şekilde yapmazsanız etik olarak sorgulanabilir bir durumdur. Benzer bir şekilde, diğerlerinin de sizin pozisyonunuz gerçekten anladığından emin olun.
6: Uzlaşmama konusunda uzlaşın
Bazen, tartışmanın nasıl gerçekleştiğinden bağımsız olarak, belli bir noktada uzlaşmayı beceremezsiniz. Bazı durumlarda, bu tek uzlaşmazlık daha fazla tartışmayı engeller. Ancak, diğer zamanlarda başka konulara atlayabilme becerisini göstermelisiniz. Böyle bir durumda, ihtilaflı konuda "uzlaşmama konusunda uzlaşmak" ve diğer konulara geçmek en iyisidir. Belki daha sonra uzlaşmazlık konusuna geri dönebilir ve üzerinde çalışabilirsiniz. Ancak bu tek uyuşmazlık konusuna rağmen ilerlemeye çalışın.
7: Söylediklerinize dikkat edin
Bir kez ağızdan çıktıktan sonra söylenen sözler asla geri alınamaz. Sert bir sözünüz karşıdakini kızdırabilir. Kişileri sorunlardan ayırmayla ilgili daha önceki tavsiyeyi düşünerek “siz” veya “sizin” veya benzer terimleri aşırı kullanma konusunda dikkatli olun. Bunu çok fazla yapmak kişi ve konu arasındaki çizgiyi belirsizleştirebilir ve karşıdaki kişinin konuya savunmayla yaklaşmasına veya suçlanmış hissetmesine neden olabilir.
Eğer ortada bir uyuşmazlık veya kaygı varsa, bunu doğrudan ifade etmek yerine bir soru ile ifade etmeyi deneyin. Diğer kişinin pozisyonu bir soruna mı neden oluyor? soru sorun ki karşıdaki kişi bunları cevaplarken sorunun ne olduğunu daha iyi fark edebilsin. Ancak bu tekniği çok fazla kullanmayın çünkü yapmacık ve samimiyetsiz görülebilir.
8: Alçak sesle konuşun
Sert bir söz kızgınlığa yol açabileceği gibi yumuşak bir cevap kızgınlığı geri çevirebilir. Eğer konuşurken ses tonunuzu alçaltırsanız üç şey başarabilirsiniz. Birincisi, ortaya çıkabilecek her türlü gerilimi azaltırsınız. İkincisi, karşınızdaki kişiyi sizi dinlemeye zorlarsınız. Üçüncüsü, beklenmeyen özelliğinden dolayı sesinizi alçaltmak tartışmada size psikolojik bir avantaj sağlayabilir.
9: Diğer kişinin bakış açısını görmeye çalışın
Herhangi bir şeyi anlatırken diğer kişinin bakış açısını görmek önemlidir. Aynı ilke uyuşmazlıklara da uygulanabilir. Birilerinin pozisyonunu ne kadar fazla anlarsanız onların kaygılarını da o kadar iyi anlarsınız- ve bu uyuşmazlıkları çözme ihtimaliniz artar. Aslında, kendi pozisyonunuzla tepki vermeden önce, öncelikle diğer kişinin pozisyonunu ve kaygılarını açıklamaya çalışın. Bunu yaparak ona güçlü bir mesaj gönderirsiniz. Bundan daha önemlisi, öncelikle sizin ve karşınızdaki kişinin üzerinde anlaştığınız meselelere vurgu yapın.
10: Uzlaşmazlık çözüldüğünde, onu geride bırakın
“Köprünün altındaki su” ile ilgili deyişi hepimiz biliriz. Bir sorun çözüldüğü zaman, yapılan yanlışların kaydını tutmayın. Bırakın geçmişte kalsın. Geçmiş farklılıklarla uğraşmak çok nadiren üretken sonuçlara yol açar ve genellikle üzüntü ve kötü duygulara neden olur. Sadece olan biten şeylerden ders çıkarmak için geriye bakın, böylece gelecekte benzer yanlışları önleyebilirsiniz.
1: Gerçekten bir uyuşmazlık olduğundan emin olun
Hiç “ters bir uzlaşma” gördünüz mü? Sizin dışınızda başka insanlar bu işin içindeyse bu durum aslında eğlenceli olacaktır. Örneğin:
A, Pazartesi günü şöyle der, “Piyasaya yeni sürülen ürün en az iki gün boyunca olmayacak.”
B, “Bu çok saçma! Perşembeye kadar elimizde olmayacak!”
Burada aslında bir uyuşmazlık yok, değil mi? Muhtemelen B belli bir gün aralığından ziyade belli bir gün duymayı bekliyordu. Diğer bir deyişle, B dikkatli bir şekilde karşıdakini dinlemiyor olabilir. Bu durumda, A şöyle diyebilirdi: “Bir dakika, ikimiz de aynı şeyi söylüyoruz. Perşembe ve Pazartesi arasında iki günden fazla zaman var ."
Ters uzlaşmanın çeşitlerinden biri “ters anlaşma”dır. Örneğin:
A şöyle der, “Babe Ruth Yankees takımında oynadı.”
B, “Baloney; o, Red Sox takımında oynadı” der.
Burada B'nin yanlışı Yankees ve Red Sox takımlarında oynamanın birbirini dışladığını düşünmesidir. Ancak, pek çok insanın bildiği gibi Babe Ruth aslında iki takımda da oynadı.
Diğer yanlış çatışmalar zamanı (farklı zaman bölgeleri), mesafeleri (mil, kilometre), veya piyasaya sürme düzeylerini (farklı/ek fonksiyonlar, piyasaya sürmeye bağlı olarak) içerebilir.
Başka örnekler de verilebilir, ancak bu örnekler yeterlidir. Çatışma görüntüsü vererek bazı konulara yakından bakıldığında aslında ortada bir çatışma olmadığı görülebilir. Karşınızdaki kişiyi iyi dinleyin ve gerçekten bir farklılık olduğundan emin olun.
2: Kendinizi pozisyonunuzdan ayırın
Klasik çalışması Bilgisayar Programlamasının Psikolojisi’nde, Gerald Weinberg “bencil olmayan programlama” kavramını tarif eder. Bu kavrama göre, bir programın yazarı dahil bir teknik programcılar ekibi hatalar için bu programı gözden geçirir. Programcı şifre konusunda ne kadar az savunmacı hissederse, gözden geçirme süreci o kadar üretken olacaktır. Diğer bir deyişle, programcı kendini programdan ayırırsa ve keşfedilen hataları kişisel bir saldırı olarak görmezse süreç daha pürüzsüz bir şekilde işler.
Aynı şekilde, aktörler kendi oyunlarıyla ilgili röportaj yaptıklarında genellikle üçüncü kişi olarak kendi karakterlerinden bahsederler. Örneğin kendi karakteriyle ilgili, The Patriot filminde Benjamin Martin karakteriyle ilgili konuşurken, Mel Gibson “Gabriel'in ölümü benim üzerimde büyük bir etki bıraktı" demek yerine "Gabriel'in ölümü Benjamin'in üzerinde büyük bir etki bıraktı" şeklinde konuşacaktır.
Uzlaşmazlıklarla ilgili bu bakış açısını benimsemeye çalışın. Eğer kendimizi kişisel olarak pozisyonlarımıza dahil edersek, onlarla ilgili objektif olma konusunda daha zor bir süreç yaşarız. Objektif olma eksikliği bir uzlaşmazlığı gereksiz yere uzatabilir. Pozisyonunuzu “sizin” pozisyonunuz olarak değil de, sadece “herhangi bir” pozisyon olarak düşünmeye çalışın. Aynı şekilde, eğer başkalarının pozisyonuyla ilgili bir sorununuz varsa, sizin ilgilendiğiniz şeyin bu kişi değil, bu sorun olduğundan emin olun.
3: Profesyonelliği koruyun
“Uyumsuz olmadan uzlaşmaz olmak” hakkındaki deyişi biliriz. Her durumda insanlara saygıyla davranmak- bu kişiler sizin uzlaşmazlık yaşadığınız kişiler olsa bile- karşılığında saygı kazanırsınız ve pozisyonunuz daha fazla itibar kazanır.
4: Dinleyin
Üç günlük gecikmeyle ilgili ters uzlaşma B’nin daha dikkatli dinlemesi durumunda engellenebilirdi. Cevap vermeden önce insanların ne dediğini tam olarak dinleyin. Eğer örneğin karşıdaki kişinin konuyu çok fazla uzatmasından dolayı konuşmayı kesmek zorundaysanız kendi anlayışınızı öncelikle özetlemeye çalışın. İnsanlar bazen kendilerini sizin beklediğinizden daha farklı bir şekilde ifade ederler. Eğer dinlemeyi başaramazsanız, kendinizi diğer kişinin gerçek pozisyonuna değil sadece diğer kişinin pozisyonuyla ilgili düşündüklerinize cevap verirken bulabilirsiniz.
5: "Kukla” argümanları fark edin ve engelleyin
Bu nokta bir önceki noktayla bağlantılıdır. Aslında olmayan bir pozisyona saldırmak kolaydır. Gerçekte hiç kimsenin sahip olmadığı bir pozisyona saldırmaya "kukla" argüman denir çünkü bir kukla gibi kolayca alt edilebilir.
Eğer dikkatli dinlemeyi beceremezseniz, kendinizi birilerinin gerçek pozisyonundan ziyade aslında olmayan bir pozisyona karşı tepki göstererek zaman harcarken bulabilirsiniz. Bir kuklaya tesadüfen saldırmak fazlasıyla kötü bir durumdur; bunu ince bir şekilde yapmazsanız etik olarak sorgulanabilir bir durumdur. Benzer bir şekilde, diğerlerinin de sizin pozisyonunuz gerçekten anladığından emin olun.
6: Uzlaşmama konusunda uzlaşın
Bazen, tartışmanın nasıl gerçekleştiğinden bağımsız olarak, belli bir noktada uzlaşmayı beceremezsiniz. Bazı durumlarda, bu tek uzlaşmazlık daha fazla tartışmayı engeller. Ancak, diğer zamanlarda başka konulara atlayabilme becerisini göstermelisiniz. Böyle bir durumda, ihtilaflı konuda "uzlaşmama konusunda uzlaşmak" ve diğer konulara geçmek en iyisidir. Belki daha sonra uzlaşmazlık konusuna geri dönebilir ve üzerinde çalışabilirsiniz. Ancak bu tek uyuşmazlık konusuna rağmen ilerlemeye çalışın.
7: Söylediklerinize dikkat edin
Bir kez ağızdan çıktıktan sonra söylenen sözler asla geri alınamaz. Sert bir sözünüz karşıdakini kızdırabilir. Kişileri sorunlardan ayırmayla ilgili daha önceki tavsiyeyi düşünerek “siz” veya “sizin” veya benzer terimleri aşırı kullanma konusunda dikkatli olun. Bunu çok fazla yapmak kişi ve konu arasındaki çizgiyi belirsizleştirebilir ve karşıdaki kişinin konuya savunmayla yaklaşmasına veya suçlanmış hissetmesine neden olabilir.
Eğer ortada bir uyuşmazlık veya kaygı varsa, bunu doğrudan ifade etmek yerine bir soru ile ifade etmeyi deneyin. Diğer kişinin pozisyonu bir soruna mı neden oluyor? soru sorun ki karşıdaki kişi bunları cevaplarken sorunun ne olduğunu daha iyi fark edebilsin. Ancak bu tekniği çok fazla kullanmayın çünkü yapmacık ve samimiyetsiz görülebilir.
8: Alçak sesle konuşun
Sert bir söz kızgınlığa yol açabileceği gibi yumuşak bir cevap kızgınlığı geri çevirebilir. Eğer konuşurken ses tonunuzu alçaltırsanız üç şey başarabilirsiniz. Birincisi, ortaya çıkabilecek her türlü gerilimi azaltırsınız. İkincisi, karşınızdaki kişiyi sizi dinlemeye zorlarsınız. Üçüncüsü, beklenmeyen özelliğinden dolayı sesinizi alçaltmak tartışmada size psikolojik bir avantaj sağlayabilir.
9: Diğer kişinin bakış açısını görmeye çalışın
Herhangi bir şeyi anlatırken diğer kişinin bakış açısını görmek önemlidir. Aynı ilke uyuşmazlıklara da uygulanabilir. Birilerinin pozisyonunu ne kadar fazla anlarsanız onların kaygılarını da o kadar iyi anlarsınız- ve bu uyuşmazlıkları çözme ihtimaliniz artar. Aslında, kendi pozisyonunuzla tepki vermeden önce, öncelikle diğer kişinin pozisyonunu ve kaygılarını açıklamaya çalışın. Bunu yaparak ona güçlü bir mesaj gönderirsiniz. Bundan daha önemlisi, öncelikle sizin ve karşınızdaki kişinin üzerinde anlaştığınız meselelere vurgu yapın.
10: Uzlaşmazlık çözüldüğünde, onu geride bırakın
“Köprünün altındaki su” ile ilgili deyişi hepimiz biliriz. Bir sorun çözüldüğü zaman, yapılan yanlışların kaydını tutmayın. Bırakın geçmişte kalsın. Geçmiş farklılıklarla uğraşmak çok nadiren üretken sonuçlara yol açar ve genellikle üzüntü ve kötü duygulara neden olur. Sadece olan biten şeylerden ders çıkarmak için geriye bakın, böylece gelecekte benzer yanlışları önleyebilirsiniz.
Yorumlar