itech

Programcıların zaman tahmin yeteneği çok kötüdür. Neredeyse tüm yazılım projeleri tahmin edilenin iki hatta bazen üç, dört ve fazla katı zamanda tamamlanır. Çünkü; Programcılar hesaplama yaparken aslında çok zaman alan toplantıları ve kodlama dışı aktiviteleri dikkate almazlar. Programcılar projede bir değişiklik isteği, bu isteğin onaylanması vb. süreçlerin yavaşlığını hesaba katmazlar. Programcılar her zaman aslında yazılması istenen ürünün ne olduğunu tam anlamazlar. Hatta bazen bir prototip yazıldıktan sonra yaklaşımın yanlış olduğunu, herşeyin baştan yazılması gerektiğini anladıkları bile olur Eğer geliştirilen proje her zaman yapılandan farklı bir yapıda ya da kategorideyse, programcılar öğrenme ve adaptasyon sürecini hesaplayamazlar. Programcılar, bir ürünün gerçekten hatasız çalışır hale gelmesinin gerektiği süreyi hesaplamazlar. Halbuki bazen hata düzeltme süreci geliştirmeden çok daha uzun sürer. Programming from the Ground Up (Jonathan Bartlett ) kitabından

Windows Uzak Masaüstü (Remote Desktop) özelliğini kullanarak uzaktaki bir bilgisayara bağlanıyorken, panodan kesme-kopyalama-yapıştırma işlemleri yapılamıyorsa, sorun ilgili servislerin başlatılmamış olmasından kaynaklanabilir. Böyle bir durumda kendi bilgisayarımızda Denetim Masası-Yönetimsel Araçlar-Hizmetler menüsüne giriyoruz. Karşımıza gelen hizmetlerden sırayla Network DDE DSDM, Network DDE ve Clipbook hizmetlerini başlatıyoruz. Eğer başlatılmamışsa aynı hizmetleri karşıdaki bilgisayarda da başlatıyoruz. Artık kopyalama işlemi yapabiliriz.

Site haritaları özellikle arama motorlarının sitemizi algılamasını sağlayan araçlardır. Çoğunlukla Web Tasarımcıları bu konuyu göz ardı etmekteler. Sonrasında da arama motorları sonuçlarında iyi bir konumda çıkmak adına farklı yöntemlere başvurmak zorunda kalıyorlar. Oysaki bir çok yöntemden daha net bir başarı sağlayan site haritalarını maliyetsiz bir şekilde düzenlemek mümkün. Bir çok kuruluş tarafından ( Google, Yahoo!, Microsoft vb. ) site haritaları protokolü belirlenmiş ve benimsenmiştir. Bu konuda herhangi bir danışmanlık almaksızın kendi site haritanızı taratmanız için gereken tüm bilgilere Site Maps sitesinden ulaşabilirsiniz.

Forrester raporu, BT proje yönetimi uygulamalarının çamura saplandığını söylüyor. BT proje yönetimi uygulamaları çamura saplandılar ve BT departmanlarının projeleri başarılı bir şekilde yürütmelerinin önünde engel oluşturuyorlar. Temmuz’da yayınlanan ve “Proje Yönetimi Gücünüzü Genişletme” adını taşıyan yeni bir Forrester raporunun sonucu buydu. Raporun yazarı Mary Gerush (kendisi de eski bir BT proje yöneticisidir), proje yönetimi disiplininin iş dünyasındaki veya BT’deki değişime ayak uyduramadığına işaret ediyor. Gerush, BT departmanları, iş ihtiyaçlarına daha iyi yanıt vermek için, servise yönelik mimariyi (SOA) ve Çevik yazılım geliştirme pratiğini benimserken, proje yönetimi disiplini büyük ölçüde metodolojiye odaklı kaldı. Klasik proje yönetimi metodolojileri, bugünün canlı ve rekabetçi iş ortamı için fazla katı, hantal ve bürokratik bulunuyor. Gerush, aslında bu metodolojilerin BT departmanlarına karşıt bir şekilde çalışabileceğine işaret ediyor. Gerush raporda, “Projenin başar

Bilişim sektöründeki değişimler kurumlardaki yönetim kademelerinide etkilediler. Çok değil bundan 10 sene öncesine dönüp baktığımızda bilişimciler sadece kendi alanlarından sorumlu kimselerdi. Bu gün büyük işletmelerde, holdinglerde Genel Müdür Yardımcıları arasında Bilgi İşlem Müdürleride yer almakta. Böylelikle Bilgi İşlem Müdürleri varolan iş yapış şekillerine değer katan hatta işin genelinde iyileştirmelere katılan pozinyonlara gelmişlerdir. Son zamanlarda yönetim kademelerinde bir çok kısaltmalarla karışlaşmaktayız. Bunlardan en popüler olanı CEO (Chief Executive Officer). İlk akla gelenleri sıralamak gerekirse : • COO (Chief Operations Officer) • CFO (Chief Financial Officer) • CTO (Chief Technology Officer) • CIO (Chief Information Officer) Bizi ilgilendiren elbette CIO. Gerek teknik bilgi birikimi gerekse yönetimsel bilgileri olan kimseler CIO olabilirler. En önemliside bir CIO kesinlikle vizyonel olmalıdır. Şirketini kısa vadede değil uzun zaman dilimlerinde karlı hale getirme

Günümüzde iş alanlarında artık bilgisayar kullanılması bir zorunluluk halinde geldi. Eskiden bilgisayar sektörünün tekelinde olan bu alanda çalışan insanlar ve kurumların kullandıkları bilgi teknolojileri ve bir çok uygulama bu gün diğer sektörlerinde kullandıkları araçlar oldu. Böylece farklı sektörlere hizmet eden büyük, küçük tüm firmalar bünyelerinde bilgi sistemlerini kullanmaya başladılar ve bu sistemleri kuracak, yönetecek insanlara ihtiyaç duyuyorlar. Kurumlar yatırım yaparak işlerinde kullanmak üzere aldıkları bu sistemleri emanet edecek bilgili, tecrübeli insanlar alırlarken bünyelerine genelde kararlarını yüzyüze bir iki görüşme sonrasında vermek durumunda kalıyorlar. Böylesi kararlar sonrasında da istenilen sonuçlara ulaşılamadan yanlış görevlendirilmeler ve işe alımlar olabiliyor. İşte bu noktada şirketler bilgi sistemlerinin yönetebilecek yetkinliği kanıtlamış insanların arayışına gidiyorlar. Böylece firmalar yanlış atamalarla zaman kaybetmektense hedefe daha kolay ulaşma

Domain Name Wire web sitesinin editörü olan Andrew Allemann sektördeki bir çok domainer ve aktör ile görüşerek yaptığı araştırmanın sonuçlarını mayıs ayında Orlando’da düzenlenen T.R.A.F.F.I.C. konferansında yayınlamış. Bizim gibi Orlando’ya kadar gidemeyecek olanlar içinde sunumun bir kopyasını web sitesine koymuş. Bende sizlerle paylaşmak istedim araştırma sonuçları hayli dikkat çekici… 2008 Yılında Sektörün değeri konusunda beklentiniz nedir? Katılımcıların %75 i değerin artacağını %18’i aynı kalacağını %7 si ise düşeceğini söylemiş Aylık park gelirleri hakkında beklentiniz nedir? sorusuna %45 daha iyi olacak %31 aynı kalacak %24 2007 yılına kıyasla azalacak cevabı verilmiş. “2007 yılında sektöre yenelik en büyük tehdit neydi?” sorusuna ise katılımcılar, %30’u PPC reklamcılığındaki değişiklikleri %20 ABD Ekonomisindeki durgunluğu %19’u domainer karşıtlığı %9’u Alan adı hırsızlığı %8’i +++++++++++ reseller ve tescil şirketleri %8’i toplu kayıtlardaki fiyat artışı %4’ ise diğer sebepl

IPv6 "Internet Protocol Version 6" kelimesinin başharflerinin kısaltılmış halidir.70 li yıllarda geliştirilen ve hala kullanılan IP versiyon 4 (IPv4) protokolünün yerini alması için 90 lı yılların başından itibaren IETF (Internet Engineering Task Force) tarafından ilk çalışmalarına başlatılmış ve IPv4'ün yerini alması öngörülmektedir. IPv6 ile ilgili daha fazla bilgi edinmek veya bilgi edinilmesine katkıda bulunmak isterseniz wiki sayfalarımıza göz atabilirsiniz. Neden IPv6 ? Ölçeklendirilebilirlik IPv4 adreslemesi için kullandığımız 32 bitlik aralığı IPv6 ile birlikte 128 bite çıkıyor.Bunun sonucu olarak IPv4 ile kıyaslandığında (232) IPv6 adres aralığının 2128=340.282.366.920.938.463.463.374.607.431.768.211.456 olduğunu söyleyebiliriz.Bunun yaklaşık olarak dünya üzerindeki her m2 ye 1mol=~ 6.02 1023 IP düşmesi anlamına geliyor !! Güvenlik IPv4'e sonradan eklenen güvenlik tedbirlerini arttırıcı sifreleme (IPsec) kimlik denetimi (authentication) vb mekanizmalar I

Dünya çapındaki yönetimler, internetin bel kemiği olan "internet protokolü" için yeni sürüme güncelleme tarihlerini belirliyor. Avrupa için IPv6'ya geçiş ne zaman? Avrupa Birliği, yenilenmiş ve neredeyse sonsuz miktarda yeni adres dağıtılmasını sağlayacak olan altıncı nesil internet protokolüne geçiş için takvimini belirledi. Gelen bilgilere göre, Avrupa Birliği, 2010 yılına kadar, sınırları içinde kullanılan IP adreslerinin %25'inde IPv6 teknolojisine geçiş yapılmış olmasını hedefliyor. Bu rakam çok büyük olsa da, özellikle yenilenen her ürünle birlikte IPv6 için bulunan destek de artıyor. Zaten bu hızda bir geçiş yaşanmazsa, dünya çapında kullanılan IP adresleri yeni nesil uygulamaların yaygınlığını kaldıramayacak ve IP adresi kıtlığı yaşanacak.

Nemertes'e göre internet 2010 yılına kadar artık hizmet veremeyecek bir duruma gelebilir. Nemertes araştırma şirketi, yaptığı incelemeler sonucu, çağımızın en önemli iletişim ağı olan internet'in, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda 2010 yılına kadar çökebileceği ve artık hizmet veremeyecek bir duruma gelebileceğini iddia etti. Araştırma şirketi, inanılmaz derecede artan veri yüküne dikkat çekerek, günden güne çoğalan YouTube benzeri online video servislerindeki ses ve video akışı ile P2P paylaşım ağlarındaki dosya transferlerinin internet omurgalarına büyük yük bindirdiğinin altını çizdi. Nemertes, özellikle firmaların önümüzdeki üç yıla kadar alt yapılarını yenilemeleri gerektiğini belirtti. Yaklaşık olarak 137 milyar dolar gibi inanılmaz bir rakama mal olacak bu altyapı yatırımlarının gerçekleşmemesi durumunda ise internet kullanıcılarının büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacakları açıklandı.

Gün geçtikçe şirketimizde kullandığımız donanımlar üzerinde çalışan servisler için yetersiz kalmaktadır. İstemci tarafından yaşanan bu yetersizlik çok küçük donanım takviyeleri ile giderilebilirken , pek çok istemciye hizmet veren server larda bu maliyetler çok daha fazladır. Yeni donanım alınmasındaki tek sorun maliyet değildir , eski donanım üzerindeki servisin yeni donanım a aktarılması ( migration – göç ettirme ) başlı başına uzmanlık isteyen bir alandır. Bende bu makalemde sizelre şirketinizde bulunan ancak donanım olarak yetersiz gelen bir file server ın yeni donanıma dosya izinleri ile Elimizde bulunan file server üzerinde bir veya birden fazla paylaştırılmış klasör bulunmaktadır . File server şirketlerde ortak kullanıldığı için açılacak bir paylaşım içine herkese ait bir klasör konulabilir . Ancak klasörleri herkes göreceğinden çalışanların dosyalarının gizliliğini sağlamak için dosya bazı izinler tanımlarız . Bu bir hayli zahmetli bir iştir ve bir kere yapıldıktan sonra file

Yapılan bir araştırma, dünya genelinde siber saldırıların en çok nereden geldiğini ortaya koydu. Teknoloji dendiğinde akla ilk gelen ülkelerden biri olan Uzak Doğu ülkesi Japonya, artık sadece gelişmiş teknolojisiyle anılmıyor. Akamai şirketi tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, saldırı trafiğini kullanan ülkelerin bu trafiğe hangi oranda katkıda bulundukları tespit edildi. Buna göre Japonya, dünya geneli hesaplandığında %30'luk oranıyla en çok saldırı trafiğinin geldiği ülke oldu. Araştırma öyle göz ardı edilecek türden değil; zira Akami şirketi, bu araştırmayı yaparken sahip olduğu 30.000'den fazla global ağdan faydalanarak bu araştırmasını gerçekleştirdi ve web saldırılarının yoğunluğunun hangi ülkelerden geldiği tespit edilmeye çalışıldı. Japonya, %30'luk oranla bu trafiğin öncüsü olurken, ABD de %21.5'lik oranıyla hemen Japonya'nın arkasında yer aldı. Çin ise Japonya ve ABD'nin ardından %16.8'lik oranıyla saldırı trafiğine 3. derecede katkıda bulu