İnternetten Zengin Olmak
Eskiden zenginler tüccarlardan, fabrikatörlerden çıkardı. Ailesinden güçlü olan kişiler, ya bir mal alıp satarak ya da bir şeyler üreterek paralarına para katar, giderek daha çok büyürlerdi.
Son yıllarda ise, internet zenginleri türedi. 19-20 yaşındaki gençler, yurtdışında milyon dolarlar kazanırken, ülkemizde ise sadece internet sitesinden aylik 20 bin liranın üzerinde gelire sahip kişiler var.
Önümüzdeki facebook, google, youtube gibi halk arasında oldukça yaygın örnekler, “internette bir fikir bulup site yapmış, milyar dolar para kazanmış” efsanesinin büyümesine sebebiyet verdi. Haliyle bu kısa yoldan zengin olma hayali de, ülkemizde onbinlerce kişinin parasını çar çur etmesine sebebiyet verdi.
Peki, işin içyüzü böyle mi? Gerçekten youtube markasını ortaya çıkaran, siteyi açan kişiler bir anda 2 milyar dolara yakın bir paraya satın mı alındılar? Yanıt, ne yazık ki hayır! Youtube, örneğinden devam edersek, youtube öncelikle güzel bir fikir ve yeni bir açılım sunuyor. Fakat sıfırdan büyümüş bir kurgusu yok. Destekli bir büyüme söz konusu.
Yurtdışında, maalesef ülkemizde henüz olmayan, olanı da tam oturmayan risk sermayesi oluşumları var. Projenizi bu oluşumlara taşıdığınız zaman, projenizi beğendikleri taktirde, ciddi bir yatırım yapabiliyorlar. Yatırım sayesinde de, hızlı büyüme ve ülke çapında ya da dünya çapında hızlı bir yayılma içerisine girebiliyorsunuz.
Youtube örneğinden devam edecek olursak, bu siteyi kuran gençler, bahsi geçen oluşumlardan tam 10 milyon dolar yatırım aldılar. Bu rakamla sunucu altyapılarını, hat ve bant genişliği altyapılarını yeterli hale getirip, teknolojilerini ve sitelerini hızla geliştirdiler. Zaten fikir olarak da iyi olan proje, maddi destek sayesinde medya ve reklam gücünü de arkasına alınca kısa zamanda patladı ve en sonunda Google tarafından 2 milyar dolara yakın bir ücret ile satın alındı.
Aynı oluşumların ülkemizde de olması ve hızlanması, ülkemizdeki projelerin ve sitelerin de güçlenmesine sebebiyet verecektir. Şu an bu oluşumlar içerisinde faaliyette olan sadece e-tohum projesi var. Bu yıl yatırımcılarla, girişimcileri bir araya getirerek 20 civarı projeye destek buldular. Lakin projelerde maalesef youtube gibi çığır açıcı fikirler yok. Yine de, bu oluşumların çoğalması ve organize olarak devam etmesi gerekiyor.
Peki, yatırım neden gerekli?
Öncelikle bir sitenin tutabilmesi için 3 temel ihtiyacının giderilmesi gerekiyor.
1) Çok iyi bir arayüz : Arayüz yani sitenin grafik tasarımının oldukça üzerinde çalışılmış, yerleşimleri doğru yerde ve kendini çok iyi anlatıyor olması gerekiyor. Bu noktada tecrübeli ve yerleşim konusunda doğru kararlar verebilecek yetenekli bir grafikerle çalışmak binlerce liraya mal olabiliyor.
2) Sorunsuz teknik altyapı: Sitenin hata vermemesi, yazılım ve iç işlevlerinin hatasız olması gerekiyor. Bu da işini dört dörtlük yapan yazılımcılarla çalışma ihtiyacı getiriyor ki, yine binlerce lirayı gözden çıkarmak gerekiyor.
3) Tanıtım: En önemli ihtiyaç reklam ihtiyacı. İnternette yeni bir site açtığınız zaman hiç kimsenin haberi olmaz. Sitenin mümkün olan en iyi kanallarla tanıtımının yapılması ve tutundurma kampanyasının faaliyete alınması gerekiyor. Bu konuda ise projeyi yaymak istediğiniz kişiye göre sınırsız bir bütçe gerekebilir.
Bu nedenlerden ötürü, yazılımı kötü, arayüzünü arkadaşınızın yaptığı, sadece eşe dosta haber vererek tutulacağını zannettiğiniz bir siteniz varsa, hiç başlamadan vazgeçmenizi tavsiye edebilirim. Zira bir çok iyi proje de, bahsi geçen sıkıntılarından dolayı yok olup gidiyor.
Son yıllarda ise, internet zenginleri türedi. 19-20 yaşındaki gençler, yurtdışında milyon dolarlar kazanırken, ülkemizde ise sadece internet sitesinden aylik 20 bin liranın üzerinde gelire sahip kişiler var.
Önümüzdeki facebook, google, youtube gibi halk arasında oldukça yaygın örnekler, “internette bir fikir bulup site yapmış, milyar dolar para kazanmış” efsanesinin büyümesine sebebiyet verdi. Haliyle bu kısa yoldan zengin olma hayali de, ülkemizde onbinlerce kişinin parasını çar çur etmesine sebebiyet verdi.
Peki, işin içyüzü böyle mi? Gerçekten youtube markasını ortaya çıkaran, siteyi açan kişiler bir anda 2 milyar dolara yakın bir paraya satın mı alındılar? Yanıt, ne yazık ki hayır! Youtube, örneğinden devam edersek, youtube öncelikle güzel bir fikir ve yeni bir açılım sunuyor. Fakat sıfırdan büyümüş bir kurgusu yok. Destekli bir büyüme söz konusu.
Yurtdışında, maalesef ülkemizde henüz olmayan, olanı da tam oturmayan risk sermayesi oluşumları var. Projenizi bu oluşumlara taşıdığınız zaman, projenizi beğendikleri taktirde, ciddi bir yatırım yapabiliyorlar. Yatırım sayesinde de, hızlı büyüme ve ülke çapında ya da dünya çapında hızlı bir yayılma içerisine girebiliyorsunuz.
Youtube örneğinden devam edecek olursak, bu siteyi kuran gençler, bahsi geçen oluşumlardan tam 10 milyon dolar yatırım aldılar. Bu rakamla sunucu altyapılarını, hat ve bant genişliği altyapılarını yeterli hale getirip, teknolojilerini ve sitelerini hızla geliştirdiler. Zaten fikir olarak da iyi olan proje, maddi destek sayesinde medya ve reklam gücünü de arkasına alınca kısa zamanda patladı ve en sonunda Google tarafından 2 milyar dolara yakın bir ücret ile satın alındı.
Aynı oluşumların ülkemizde de olması ve hızlanması, ülkemizdeki projelerin ve sitelerin de güçlenmesine sebebiyet verecektir. Şu an bu oluşumlar içerisinde faaliyette olan sadece e-tohum projesi var. Bu yıl yatırımcılarla, girişimcileri bir araya getirerek 20 civarı projeye destek buldular. Lakin projelerde maalesef youtube gibi çığır açıcı fikirler yok. Yine de, bu oluşumların çoğalması ve organize olarak devam etmesi gerekiyor.
Peki, yatırım neden gerekli?
Öncelikle bir sitenin tutabilmesi için 3 temel ihtiyacının giderilmesi gerekiyor.
1) Çok iyi bir arayüz : Arayüz yani sitenin grafik tasarımının oldukça üzerinde çalışılmış, yerleşimleri doğru yerde ve kendini çok iyi anlatıyor olması gerekiyor. Bu noktada tecrübeli ve yerleşim konusunda doğru kararlar verebilecek yetenekli bir grafikerle çalışmak binlerce liraya mal olabiliyor.
2) Sorunsuz teknik altyapı: Sitenin hata vermemesi, yazılım ve iç işlevlerinin hatasız olması gerekiyor. Bu da işini dört dörtlük yapan yazılımcılarla çalışma ihtiyacı getiriyor ki, yine binlerce lirayı gözden çıkarmak gerekiyor.
3) Tanıtım: En önemli ihtiyaç reklam ihtiyacı. İnternette yeni bir site açtığınız zaman hiç kimsenin haberi olmaz. Sitenin mümkün olan en iyi kanallarla tanıtımının yapılması ve tutundurma kampanyasının faaliyete alınması gerekiyor. Bu konuda ise projeyi yaymak istediğiniz kişiye göre sınırsız bir bütçe gerekebilir.
Bu nedenlerden ötürü, yazılımı kötü, arayüzünü arkadaşınızın yaptığı, sadece eşe dosta haber vererek tutulacağını zannettiğiniz bir siteniz varsa, hiç başlamadan vazgeçmenizi tavsiye edebilirim. Zira bir çok iyi proje de, bahsi geçen sıkıntılarından dolayı yok olup gidiyor.
Yorumlar